Cerrahi Tedavi

Bir zamanlar tiroid dokusunun büyümesi ve hiperaktivite göstermesi olarak nitelendirilen tiroid hastalıklarının tek tedavisi cerrahi idi. 1909’da İsviçreli Theodor Kocher tiroidektomiyi güvenilir bir metod olarak yaptığı için Nobel ödülünü almıştı. Son 50 yılda tiroid bezi ile ilgili çok sayıda tıbbi keşifler oldu ve bunlar da cerrahi girişim ihtiyacını azaltacak sonuçlar verdi. Ne var ki cerrahi tedavi halen çeşitli tiroid hastalıklarının en etkili tedavi şeklidir.

Preoperatif Değerlendirme

Tiroid bezinin büyümesi veya disfonksyonu çok çeşitli şekillerde olabilir ve bu sorunlarla karşılaşan hastalar kesin tanı konulması için detaylı incelemelere tabi tutulmalıdırlar. Yapılan tetkikler genelde tiroid fonksyon testleri, radyoaktif iyot inceleme tetkikleri, tiroid USG ve en önemlisi ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) dir. Uygun bir hikaye ve bu tetkiklerin sonuçları ile beraber değerlendirildiğinde bir doktor, hastasını bu durumun düzeltilmesi için cerrahinin gerekip gerekmediği konusunda bu konuda deneyimli bir cerraha gönderebilir.

Cerrahi Endikasyonlar

Cerrahi tedavi, kesin tanısı İİAB ile konabilen ve bu tetkik sonucu nodüllerinin kanseröz olduğu saptandığı vakalarda endikedir. İİAB kanseröz dokuyu tanıyabilirken kötü huylu tümörleri daha çok “sellüler” veya folliküler lezyonlar olarak tanımlar. Dolayısıyla İİAB bile kesin kanser tanısını koydurmaz; ancak cerrahi tedavi gerekliliğini destekleyecek yeterli kanser bulgularını bize verir.

Aşırı tiroid büyümesi olan hastalarda cerrahi tedavi gerekebilir. Bu özellikle tiroid bezlerinde tek veya birden çok nodülleri olan hastalar için kısmen gereklidir. Graves hastalığı olan hastalarda ise bu kısmen doğrudur. Ne var ki bu hastalar içerisinde dahi aşırı tiroid bezi büyümesi olan vakalarda, sintigrafide soğuk nodül olarak gözüken nodülleri olan veya iyot alımı az olan nodülleri olan hastalar da cerrahi tedaviye adaydırlar.

Geçmişte baş ve boyun bölgesindeki deri problemi olan ve bu bölgeye radyasyon hikayesi olan hastaların tiroid bezlerinde %30-60 arasında bir oranda malignite görülebilmektedir.

Bazı hastalarda tiroid bezi yutkunmayı ve hatta nefes almayı bile güçleştirecek ölçülerde büyük boyutlara ulaşabilir. Bu akciğer grafisinde nefes borusundaki yer değiştirme şeklinde izlenebilir. Bu halde cerrahi mutlak olarak tercih edilmelidir.

Hastanedeki İzlem

Tiroid cerrahisi uygulanacak olan hastalar çoğunlukla hastaneye operasyon öncesi tiroid fonksiyon testlerini de içeren bazı testler, akciğer grafisi ve EKG çekilerek yatırılırlar. Cerrahi operasyon boyun alt kısmından yapılan küçük bir kesi ile yapılır. Boyunun orta kısmındaki kaslar ayrılır ve ses tellerine giden iki sinir olan superior laryngeal sinir ve inferior laryngeal sinir ile birlikte kan kalsiyum seviyesini kontrol eden paratioid bezler korunur.

Bazı durumlarda tiroid bezinin sadece yarısının çıkarılması gerekebilir ve bu çoğunlukla tiroidin iyi huylu tek soğuk nodüllü hastalıkları için geçerlidir. Tiroid bezi iki simetrik lobdan oluşmuştur ve her iki lobun aşırı derecede büyüdüğü hallerde,her iki lobda birden fazla nodülün bulunduğu durumlarda, kötü huylu tümörlerde ve Graves hastalığında çoğunlukla tiroid dokusunun büyük bir kısmının hatta tamamının çıkartılması gerekir.

Eğer tiroid dokusunda kanser olabileceğinden şüpheleniliyorsa, cerrah kanserin yayılımı açısından boyundaki lenf nodlarını incelemelidir. Eğer lenf nodlarının tutulumu mevcutsa bu durumda modifiye boyun diseksyonu tercih edilmelidir. Tiroidektomi insizyonu bu hallerde genişletilmeli ve boyun diseksyonu için yeterli alan sağlanmalıdır.

Operasyon sonrası insizyon dikkatlice dikilmeli ve hasta mümkünse postop 1. veya 2. günde taburcu edilmelidir. Sutürler postoperatif 7.gün alınmalı ve hasta operatör tarafından değerlendirilmelidir.

Ameliyatın Yan Etkileri

Operasyon sonrası hasta boynunda insizyon yerinde şişlik, boğaz ağrısı, yutkunmada güçlük ve boynun arka kısmında rahatsızlık ve ağrı hissedebilir. Bu problemlerin hepsi orta derecede sorun yaratır ve birkaç gün içerisinde veya 1 haftada kendiliğinden kaybolur.

Ender olarak insizyonun altında sıvı birikir ve cerrah bunu enjektör ile çekmek zorunda kalır. Bu teknik kolaylıkla uygulanabilir ve sıvı birikimi için tekrar yara yerini açmaya gerek yoktur.

Bazen ses çıkarmada problemlerle karşılaşılır. Bu çoğunlukla anestezi esnasında kullanılan endotrakeal tüpün yapmış olduğu tahrişe bağlıdır ve bu da çoğunlukla birkaç hafta veya aylık bir süreç zarfında ortadan kalkacaktır. Rekürren sinirdeki bir hasar seste incelmeye neden olabilse de bu anormal bir durumdur ve engellenmelidir. Kanser saptanan vakalarda sinir kanser dokusu tarafından invaze edilmiş olabilir.

Tiroid dokusunun çoğu çıkarılırsa kalsiyum düzeyinin düşmesi gözlenebilir ve bu da çoğunlukla kalsiyum destek tedavisi ile düzeltilir. Bu çoğunlukla kendiliğinden birkaç hafta sonra herhangi bir ek ilaç tedavisine gerek kalmayacak şekilde düzelecektir. Ne var ki bazı ilerlemiş kanser durumlarında ek kalsiyum tedavisinin süresi uzayabilir.

İnsizyon kural olarak çok estetik bir şekilde iyileşir. İnsizyon yerinde beklenmeyen bir kalınlaşma veya keloid oluşumu doğulu, zenci veya adolesan evredeki erişkinlerde görülebilir. Bu kortizon enjeksiyonunu gerektirebilir ve tedaviye olumlu etki eder.

Postoperatif Tedavi

Cerrahi sonrası hastada az miktarda tiroid dokusu kalsa da hastaya ek tiroid hormon tedavisi verilmelidir. Bu tiroid bezinin normalden az fonksiyon görmesini engeller ve residüel tiroid dokusunda tümör gelişimini önler.

Eğer hastada kanser saptanırsa radyoaktif iyot tedavisi ve ayrıca boyuna eksternal x ışını tedavisi verilmesi gerekebilir. Buna çıkarılan doku bir patolog tarafından incelendikten sonra karar verilir. Hastanın doktoru bu tip tedaviyi öneren tavsiyelerde bulunmalıdır.

Önemli olan tiroidektomi uygulanan hastalar yılda en az iki kez doktor tarafından görülmeli ve tiroid fonksiyon testleri ölçülmelidir.

Tiroid tableti almak basittir ve komplike kontrol gerektiren bir işlem değildir. Kötü huylu tümörü olan hastalar daha sık görülmelidir ve bu hastalara gerekirse boyun USG’si, tiroglobulin testi, kanserin tekrarlama olasılığına karşın yapılmalıdır.

Cerrahi Sonuçlar

Tiroidektomi uygulanan hastalar kısa sürede iyileşir. Cerrahinin yan etkileri mümkün olduğunca az olmalı ve cerrahın bu konuda deneyimli ve iyi eğitimli olmasına özen gösterilmelidir. Kötü huylu tümörlerin cerrahi tedavisi bazı istisnalar dışında çok etkilidir ve kür şansı oldukça yüksektir.